Albert Camus’un Absürd Anlayışı
Albert Camus Fransız filozof ve yazar olan Albert Camus, modern düşünüşün çoğu zaman duygusal konularının yanı sıra absürd felsefesini de tartışmıştır. Absürd felsefesi insanın özgürce yaşamasının hiçbir amacı olmadığını ve insanların arayışının anlamsız olduğunu ileri sürmektedir.
Camus’un Absürd Üzerine Bir Bakış Açısı
Albert Camus, absürd felsefesini The Myth of Sisyphus (Sisyphus Mitinin) 1945 yılında yayımladığı kitabında ortaya koymuştur. Kitapta, Sisyphus, mitolojideki bir kahraman olarak, sonsuz bir ayaklanmaya katılmış ve bir taşı alıp bir tepenin tepesine kaldırmıştır. Ancak, taş her zaman aşağı kaydığında, Sisyphus bu süreçten hiçbir zaman kurtulamayacağını anlamıştır.
Bu mitolojik öykü ile, Camus insanların yaşamlarında karşılaştıkları absürdlükleri göstermektedir. Ona göre, insanların yaşamının çoğu zaman anlamsız olması, anlamsız görevleri sonsuza dek tekrarlamaları, anlamsız sonuçlarla karşılaşmaları gibi durumların insanların yaşamının bir parçası olması çok absürd bir durumdur.
Albert Camus’un Absürdün Sonuçları
Albert Camus’a göre, insanların absürd yaşamlarından çıkış yolu, kendi kararlarını ve yaşamlarının anlamını kendilerinin tayin etmelerinde yatar. İnsanlar kendi yaşamlarının anlamını arayamazlarsa, bütün yaşamlarının anlamsız oluşu sonucunu alacaklardır.
Camus, insanların yaşamda karşılaştıkları absürdlükleri kabullenmeleri gerektiğini söylemektedir. İnsanların bu absürdlükleri kabullenmeleri, onların kendi yaşamlarının anlamını arayıp, kendi kararlarını ve yaşam tarzlarını tayin etmeleri demektir.
Albert Camus’un absürd felsefesi, insanların kendilerinin yaşamlarının anlamını kendilerinin tayin etmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. İnsanların kendi yaşamlarının anlamını aramaları, onların absürdlüklerle başa çıkmalarının ve özgürce yaşamalarının tek yoludur.