Karaman Nüfusu Ne Kadar? Gerçekten Büyüyor muyuz Yoksa Yerimizde mi Sayıyoruz?
Bir kentin gücü, sadece binalarıyla, yollarıyla ya da tarihiyle değil; insanıyla ölçülür. Peki Karaman’ın insan gücü, yani nüfusu, gerçekten olması gerektiği yerde mi? Yoksa yıllardır kendi kendini kandıran, potansiyelini heba eden bir şehirle mi karşı karşıyayız? Bu sorular kulağa rahatsız edici gelebilir ama gerçeklerle yüzleşmeden ilerleme olmaz. O yüzden gelin, Karaman’ın nüfus meselesine biraz daha yakından, hatta biraz acımasızca bakalım.
Karaman Nüfusu: Sayılar Ne Diyor?
En son resmi verilere göre Karaman’ın nüfusu yaklaşık olarak 260.000 civarında seyrediyor. Evet, yanlış duymadınız: 21. yüzyılda, Türkiye’nin hızla büyüyen şehirleri arasında Karaman hâlâ 300.000 sınırını aşamadı. Oysa ki çevresindeki birçok şehir – Konya, Kayseri, Mersin gibi – yıllardır dev adımlarla büyürken Karaman’ın bu kadar durağan kalması, göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir sorun.
Şimdi kendimize şu soruyu soralım: Bu şehir neden büyümüyor? Ekonomik potansiyeli mi yok? Altyapısı mı yetersiz? Yoksa gençlerini tutamayan bir şehir mi olduk? Cevap belki de hepsi…
Büyüyemeyen Bir Şehrin Sessiz Çığlığı
Karaman’ın nüfus artış hızının düşük olmasının altında yatan sebepler aslında çok açık. Gençler üniversiteyi bitirir bitirmez büyük şehirlere kaçıyor. Çünkü burada onları bekleyen iş olanakları sınırlı, sosyal yaşam ise kısıtlı. Yatırımcılar, potansiyelini değerlendirmek yerine, daha cazip şehirleri tercih ediyor. Kısacası Karaman, hem beyin göçü veriyor hem de ekonomik olarak cazibesini yitiriyor.
Üstelik bu durum sadece bugünü değil, geleceği de tehdit ediyor. Çünkü nüfus sadece rakam değildir; o rakamların içinde ekonomik güç, siyasi etki ve sosyal dinamizm yatar. Nüfus artmıyorsa, şehir gelişmiyor demektir. Şehir gelişmiyorsa, geriye gidiyoruz demektir.
“Küçük Şehir, Huzurlu Yaşam” Masalı Artık Yetmiyor
Karaman için sıkça kullanılan bir savunma vardır: “Burası küçük ama huzurlu bir şehir.” Evet, bu doğru olabilir. Ama huzur tek başına bir şehir inşa etmez. İnsanlar sadece huzur için değil, gelecek için de yaşar. İş, eğitim, kültür, sosyal imkânlar… Eğer bunlar yoksa huzur da bir süre sonra sıkıntıya dönüşür.
Artık bu romantik söylemlerle oyalanmayı bırakma zamanı geldi. Çünkü “küçük ama güzel” diye avunduğumuz her yıl, başka şehirlerle aramızdaki fark daha da açılıyor. Soru şu: Biz gerçekten bu kadarla mı yetineceğiz?
Değişim İçin Ne Yapılmalı?
Karaman’ın nüfus meselesi sadece sayılarla ilgili değil, vizyonla ilgili. Eğer bu şehir gelecekte söz sahibi bir yer olmak istiyorsa, öncelikle gençlerini burada tutacak politikalar geliştirmeli. Eğitim kurumları güçlendirilmeli, sanayi ve teknoloji yatırımları çekilmeli, sosyal hayat çeşitlendirilmeli. Yani Karaman’ı sadece yaşanacak değil, yaşanmak istenecek bir şehir haline getirmeliyiz.
Bunun için de önce sorunu kabul etmek gerekiyor. “Biz iyiyiz” diyerek yolumuza devam edemeyiz. Gerçeklerle yüzleşip radikal adımlar atmadan hiçbir şey değişmez. Belki de en provokatif soru tam da burada ortaya çıkıyor: Karaman olarak geleceğe dair bir planımız var mı, yoksa akıntıya kapılıp nereye savrulacağımızı mı bekliyoruz?
Sonuç: Nüfus Bir Sinyaldir, Alarm Çalıyor!
Karaman’ın nüfusu sadece bir istatistik değil, bize bir şey anlatıyor: “Uyanın!” diyor. Bu şehir, potansiyelinin çok altında yaşıyor ve bu durum değişmedikçe tablo da değişmeyecek. Eğer gerçekten büyümek, gelişmek, söz sahibi olmak istiyorsak, artık bu gerçeği görmezden gelemeyiz.
Şimdi sıra bizde: Ya bu gidişe sessiz kalırız ve Karaman giderek unutulan bir şehir olur… Ya da cesur adımlar atar, potansiyelimizi gerçeğe dönüştürürüz. Tercih bizim.